Kaş

BÜYÜLÜ ROTA KAŞ

 

Akdeniz’in incisi Antalya’nın batı ucunda yer alan Kaş,  keşfettikçe büyüleyen bir turizm cenneti...

 

Özellikle büyük şehirlerin yorucu atmosferinden kurtulmak isteyenlerin uğrak noktası… Bir gideni bir daha, bir daha kendine çeken rota… Muhteşem doğası, masmavi denizi ve tarihi güzellikleriyle hem dinlenmek hem de bölgenin tarihine tanıklık etmek isteyenleri bu şirin ilçede unutulmaz anlar bekliyor…

 

İyi bir gezgin, ya da deniz tutkunu-doğa aşığı olduğunuz halde Kaş’ı görmediyseniz muhtemelen ulaşımın zorluğu gözünüzü korkutmuştur. Ancak hiç de korkulacak bir şey olmadığını yola düşünce anlayacaksınız ve Kaş dönüşü “İYİ Kİ GİTMİŞİM” notunu düşeceksiniz hafızanızdaki anılar kutusuna.

 

KAŞ İLE GÖZ GERİSİ SÖZ…

 

Kaş’a gitmek için kendi arabanız, otobüs yolculuğu ya da profesyonel otostop sayılabilecek gezginlerin ucuz maliyetli ulaşımı bla bla car gibi karayolu seçenekleri cepte…

 

Ancak unutmayalım zaman kavramı çok önemli. Bu tatili kısıtlı bir zamana sığdıracaksanız,  “Vakti yolda geçirmeyeyim, bir an önce Kaş’ta keşfe çıkayım” diyorsanız seçenek belli; havayolu ulaşımı… Hemen “Uçak biletleri çok pahalı” demeyin, havayolu şirketlerinin uçuş kampanyalarını takip edin. Eminim ki otobüsten bile ucuza gelecek bir seyahat planı oluşturacaksınız.

 

Kaş’ın Antalya’nın ilçesi olduğuna aldanıp sadece Antalya Havalimanı’nı düşünmeyin, Dalaman Havalimanı Kaş ulaşımında daha yakın bir mesafe olarak tercih ediliyor. Ancak aralarında uçurum fark yok, kilometreden ziyade uçuşunuzu hem saat, hem ekonomik olarak ayarlamanıza artı bir seçenek gibi düşünün…

Dalaman Havalimanı- Kaş arası 150 km

Antalya Havalimanı- Kaş arası 220 km

Diyeceğim o ki şimdi her şey kolay... Kaş’a ulaşımın, iletişimin zorluğu ta Cumhuriyet öncesinde kalmış. Öyle ki Kaş, sapa bir yerde kaldığından Cumhuriyet’in ilanından bile üç gün sonra haberi olmuş. Kaş’takiler gecikmeli de olsa öyle bir kutlama yapmış ki düşman çatlatırcasına… Karşı adalardan görülecek kadar büyük bir ateş yakmışlar, bambaşka bir kutlama biçimini başlatmışlar. O günden bugüne 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm Türkiye’de coşku ile kutlanır ama Kaş’ta başka bir coşku vardır.

Bu durumda tatilcilere, gezginlere yaz finalini Kaş’ta yapıp, 29 Ekim kutlamalarıyla sezonu kapatmaları şiddetle tavsiye edilir.

 

Adeta bir turizm cenneti olan Kaş, Akdeniz’in en güzel mavisi diye anlatılır. Eminim siz de düşünmüşsünüzdür Kaş adının nereden geldiğini...

 

Hani ilkokulda çizme diye anlattıkları ülke (İtalya) var ya, haritadaki görüntüsünden mütevellit böyle bir benzetme yapılıyor. Aynı şey Kaş için de geçerli siz haritayı açıp bakmadan ben anlatayım. Kaş’ın tam karşısında Meis adıyla bir Yunan adası bulunuyor. Haritada gözü andıran bu adayı hilal şekliyle Kaş sahili tamamladığı için ilçeye Kaş adı verildiği rivayet ediliyor. Boşuna dememişler kaş ile göz gerisi söz…

KAŞ’TA KONAKLAMA

Konaklama konusunda da bir birinde farklı seçenekler mevcut... Ancak son dönemde özellikle Kaş bölgesi için revaçta olan seçenek villa kiralamak. Her bütçeye uygun, balayı villasından, muhafazakar villaya, havuz-jakuzi seçeneğinden, deniz-doğa ayrımına kadar beklentinizi karşılayacak villalar bulunuyor. Villa dediysek ekonomik olarak gözünüzü korkutmasın;  konaklamayı sizin için sorun olmaktan çıkaracak  www.villavillam.com.tr ziyaret edebilir, alternatif seçenekler de nelermiş diye göz atabilirsiniz. Hiçbir şey olmasa villa kiralama konusunda bir fikriniz oluşur.

Tarih, ulaşım, konaklama tamam, şimdi asıl olayımıza gelelim biz...

 

KAŞ’I İÇİMİZE ÇEKELİM

Önce Çınaraltı Kafe’ye gidelim birlikte. Asırlık çınar ağacının altına kurulan Çınaraltı Kafe, tam Kaş’ın merkezinde. Akdeniz sıcağının altında nefes alınabilecek muhteşem bir mekan. Doğal ve huzurlu. Rengarenk çiçekler ve konak tarzı ahşap evlerin arasında daracık Kaş sokakları selamlıyor sizleri... Yöresel halı-kilim satışı yapan, el emeği göz nuru süs eşyaları satan cıvıl cıvıl, rengarenk dükkanlar çıkıyor karşınıza. Etrafta kafeteryalar, “Uzun Çarşı” deniyor buralara. Çarşı, adı gibi uzun değil ama gezmeye doyamıyorsunuz. Bir dükkandan girip diğerinde çıkıyorsunuz, gez gez bir türlü çıkamıyorsunuz…Belki de aynı alan içerisinde sayısız kez dönme hissinden uzun geliyordur varlığı….

Çarşının sonunda ise bir kral mezarı var, Likya döneminden günümüze kalan Kaş'ın simgesi haline gelmiş görkemli ve değişik bir anıt mezar. Mutlaka gidip, birkaç kare fotoğraf çekinmelisiniz. Kaş Antik Tiyatrosu’na ayrı bir parantez açmak gerekiyor. O bildiğiniz antik tiyatrolardan çok başka; 26 basamak, 4 bin kişi kapasiteli ve en önemlisi deniz manzaralı. Kaş merkeze yürüme mesafesinde. Köklü bir tarihe sahip bu yapıyı ziyaret etmek için tarih meraklısı olmanız şart değil, soluklanmak bile olsa bahaneniz kesinlikle görmeniz gerekenlerden.

 

Kıyıdaki restoranları pas geçmeyin… Balık söyleyin ama balığı beklerken masadaki piyaz, deniz börülcesi, humus, kereviz salatası, kalamar tava gibi mezelerin sizi baştan çıkarmasına izin vermeyin. Aksi halde balığı nasıl yiyeceğim diye kara kara düşünürsünüz benden söylemesi…

 

Kaş’ın yanık dondurması da pek meşhur… Öyle her yerde bulur, yerim diyorsanız yanılıyorsunuz. Bu dondurmadan yemek istiyorsanız Akdeniz’e açılmak şart… Nasıl bir tat biliyor musunuz, yanıksı ama damakları şenlendiriyor, bağımlılık yapıyor. Sanki sütünü yakmamışlarda bağımlılık iksirini içine atmışlar… Bir yiyen bir daha vazgeçemiyor.